16 Mart 2013 Cumartesi

YENİ EMPERYALİZM, DAVİD HARVEY


davidharvey-150x150

Coğrafyanın yaşayan en önemli isimlerinden biri olan David Harvey, Yeni Emperyalizm isimli eserinde küreselleşme ve tüketim çağında Amerika’nın nasıl ve hala güçlü kalabildiğini ve aynı zamanda nasıl bir anda ve ansızın çökebileceğine işaret etmiş. Petrol, sermaye, üretim, tüketim, piyasa hareketleri, devalüasyonlar, sermayenin el değiştirmesi yöntemleri, Dünya Bankası ve IMF’nin gerçek rolleri, serbest piyasa ekonomisi, küçük piyasa ekonomilerinin büyük ekonomiler için ne denli kolay av olabilecekleri, sermaye köleliği gibi konular başta olmak üzere Amerikan emperyalizminin doğuşu, gelişimi ve araçları üzerinde detaylı ve ufuk açıcı bir çalışma olmuş. Anladığımızı sandığımızın meselelere farklı bakış açıları getirerek emperyalizmin hedefinin ne olduğu konusunda daha net bilgi ve fikir sahibi olmamızı sağlamış.  Kitap ilk bölümlerde emperyalizmin doğuşu ile ilgili bilgiler verirken biraz sıkıcı gibi görünse de ilerleyen bölümlerde karşılaşacağınız çarpıcı gerçekler kitabı bir solukta okuma isteğinizi arttıracaktır. Muhakkak okunması gereken kitaplar listenize eklemeniz tavsiye edilir.

Kitaptan bir iki alıntı
“DTÖ serbest ticaret kuralları koyduğunda, aslında bunların zengin ülkelerin fakir ülkeler karşısındaki avantajlı konumlarını korumaya yönelik adaletsiz ticari kurallarından başka bir şey olmadığını anladığımızda şaşırmamalıyız, çünkü bunlar emperyal uygulamaların birer parçasıdır.”
“Kapitalizmin başlıca yöntemleri, sömürgeci politika, uluslararası kredi sistemi ve savaştır. Cebir, hile, baskı ve talan çoğunlukla gizlenme gereği bile duyulmaksızın alenen sergilenmektedir.Bu siyasi şiddet ve güç mücadelesi keşmekeşinde ekonomik sürecin katı kurallarını keşfetmek gerekmektedir.”
“Arz ve talep arasındaki boşluğu giderebilmenin çeşitli yollarından biri olarak Luxemburg, kapitalist olmayan toplumsal oluşumlarla yapılacak ticaretin sistemi istikrara kavuşturacak yegane sistematik yolu olduğu sonucuna varır. Eğer bu toplumsal oluşumlar ya da topraklar ticaret yapmaya gönülsüzse, silah zoruyla istekli hale getirmek zorunluluğu doğar. Eğer sistem belli bir zaman dilimi içerisinde varlığını sürdürecekse, kapitalist olmayan topraklar kapitalizm dışında tutulmalıdır (gerekirse zorla).”
Yukarıda yazılanları bile okuduğumuzda savaşların ve çatışmaların neden bu kadar fazla olduğunu ve olacağını daha iyi anlıyor insan. Dünya birilerinin rahatı için diğerlerinin rahatının bozulması ve hatta yok edilmesi gereken bir savaş arenası haline getirilmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder