30 Mart 2013 Cumartesi

Peygamberimiz (SAV) ile Ramazan-Fuat Türker


Mübarek Ramazan ayı, tüm inananlara bereket, hayır, huzur ve barış getirsin dilerim.

Bu Ramazan yine dünyada çatışmalar, karmaşa, yoksulluk ve açlık yaşanıyor. Özlem duyulan huzur ortamının oluşması için öncelikle inananların Kur'an ahlakını yaşamaları ve insanları da bu güzel ahlaka davet etmeleri gerekli.

Bu ay, insanlar arasında yardım ve dayanışmanın daha fazla ön plana çıktığı bir dönem. Ramazan, Müslümanların fikir ve görüş ayrılıklarını, eski kırgınlıkları bir yana bırakma vesilesi olmalı. Tesanütü artırmalı, tek bir beden gibi birlik olmalı. Dünyaya acı ve zulüm yaşatan sapkın ideolojiler karşısında bir binanın taşları gibi birlik olarak sağlam, yıkılmaz bir duvar oluşturmalı, Allah yolunda, kenetlenerek saf bağlayarak mücadele etmeli.

Bugün yaşanan fitne ve kargaşa ortamı, çekilen bu sıkıntılar, İttihad-ı İslam'ın doğum sancıları. Kur'an ahlakının dünyayı sarması ve insanlığın özlemi olan mutluluk, barış ve sevgi ortamlarının bir müjdesi. Bu, Rabb'imizin, O'nun dilemesiyle yakında gerçekleşecek olan vaadi.

Her birimiz Kur'an ahlakını yaşama konusunda titiz ve kararlı olmalıyız. İzleyeceğimiz yol, Allah'ın Kur'an'da işaret ettiği, Peygamberimiz (sav)'in izlediği yol olmalı. Peygamberimiz (sav)'in çeşitli konularda bizler için yol gösterici niteliğindeki bazı hatırlatmalarını paylaşmak isterim. Bu Ramazan, her yıl olduğundan daha fazla onunla birlikte olalım...

*Ben ve benden önceki peygamberlerin söyledikleri en faziletli söz, "Allah'tan başka İlah yoktur, O tektir, O'nun ortağı yoktur, mülk O'nundur, hamd O'na aittir. O, herşeye kâdirdir" sözüdür." (Tirmizi, Da'avât 133)

*"Rabbiniz’e karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin….” (Tirmizi, Cum’a, 80)

*Oruç perdedir. Biriniz bir gün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!'' desin (ve ona bulaşmasın).'' (Müslim, Sıyâm 164)

*(Allah Resûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Resûlullah?” diye sorduk. O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün Müslümanlara” diye cevap verdi. (Müslim, İmân, 95)

*Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. (Buhâri, İlm, 12)

*Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. (Tirmizi, Îmân, 12)

*İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez. (Müslim, Fedâil, 66)

*Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah Katında sıddık (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır. (Buhâri, Edeb, 69)

*Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran. (Tirmizi, Birr, 55)

*Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun. (Buhâri, Edeb, 31, 85)

*Müslüman, kendisi için istediğini kardeşi için de isteyendir. (Buhâri, Îmân, 7)

*Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim Müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da kıyamet günü onu(n kusurunu) örter. (Buhâri, Mezâlim, 3)

*(Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme. (Tirmizi, Birr, 58)

*(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır. (Tirmizi, Birr, 36)

*Selamı yaygınlaştırın, yemek yedirin, Allah Teâla hazretlerinin size emrettiği şekilde kardeşler olun!

* Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar. (İbn Mâce, Zühd, 9 )

*İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir. (Buhâri, Îmân, 39)

*Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O’nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur. (Müslim, Zühd, 64)

*Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaza başlayınca şunu okurdu: "Allah'ım Seni her çeşit noksan sıfatlardan takdis ederim, hamd Sanadır. Senin ismin mübârek, azametin yücedir, Senden başka İlah da yoktur." (Tirmizi, Salat 179)

*Ömer İbnu'l-Hattab radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Muhakkak ki bir kişilik yemek iki kişiye yeter, iki kişilik yemek de üç ve dört kişiye yeter. Dört kişilik yemek de beş-altı kişiye yeter." (Buhari, Et'ime, 11 )

*Enes İbnu Mâlik radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kim, evinin hayır ve bereketini Allah Teâla hazretlerinin artırmasını diliyorsa, yemeğe otururken ve yemekten kalkarken ellerini yıkasın."

*Hz. Aişe (ra) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resülü, dedim, şâyet Kadir gecesine tevâfuk edersem nasıl dua edeyim?" Şu duayı okumamı söyledi: "Allah'ım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affet." (Tirmizi, Da'avât 89)

*Resulûllah (sav) yatağına girdiği zaman şu duayı okurdu: "Bize yedirip içiren, ihtiyaçlarımız görüp bizi barındıran Allah'a hamdolsun. İhtiyacını görecek, barınak verecek kimsesi olmayan niceleri var!" (Müslim, Zikr 64)

*Resulûllah (sav) buyurdular ki: "Yatağına girdiğin zaman şu duayı oku: "Allah'ım nefsimi Sana teslim ettim, yüzümü Sana çevirdim, işlerimi Sana emanet ettim, sırtımı Sana dayadım. Senin rahmetinden ümitvarım, gazabından da korkuyorum. Senin ikabına (azabına) karşı, Senden başka ne melca (sığınacak yer) var, ne de kurtarıcı. İndirdiğin Kitab'a, gönderdiğin Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e imàn ettim" (Buhâre, Daavât 7, 9)

*Resulullah (sav), iftarda şu duayı okurdu: "Ey Allah'ım senin rızan için oruç tuttum ve senin rızkınla orucumu açıyorum." (Ebu Davud, Savm 22)

Sonuç Olarak; Allah'ın hoşnut olacağı umut edilen oruç güçlü bir iman, samimiyet, Allah sevgisi ve Allah korkusu ile gerçekleşir. Özellikle samimiyet çok önemli; çünkü oruç Allah ile kulu arasında. Kulunun samimiyetinin derecesini ve gösterdiği titizliği yalnızca Allah bilebilir. İnsanın vicdanını diri tutup, nefsinin bencil tutkularını öldürmesi imanını olgunlaştırır, derinleştirir.

Ramazan ayına özel bu terbiye insanın tüm yaşamına yansır. İnsan bu ayda, Allah'a ve nimetlerine ne denli muhtaç olduğunu, Rabb'inin sonsuz gücü karşısında ne denli acz içinde olduğunu daha iyi kavrar. İnsanın, insanî yönü daha ön plana çıkar, karşılaştığı olaylara zahiri bir bakış açısıyla bakmaz, batınını görmeye çalışır. Gün içinde açlık yaşıyor da olsa, gerçekte ruhunu besler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder