11 Şubat 2013 Pazartesi

Mustafa-Yavuz Bülent Bakiler


Mustafa -1-
Can Dün­dar, Ata­türk’ü an­la­tan bir film ha­zır­la­mış: İs­mi: MUS­TA­FA. Ben o fil­mi he­nüz gör­me­dim; ama mut­la­ka git­mek ve gör­mek is­ti­yo­rum. Can Dün­dar’ı, bir TV prog­ra­mın­da din­le­dim. Di­yor­du ki: “Ben bu film­le in­san Ata­türk’ü an­lat­mak is­te­dim!” 
2008 yı­lın­da, Tür­ki­ye’de “in­san Ata­türk’ü” an­lat­mak ko­lay de­ğil­dir. Ba­zan, dağ­la­rı de­vir­mek ka­dar zor bir iş­tir. Ata­türk üze­ri­ne ya­zı­lan sek­sen ki­tab oku­du­ğum, Ata­türk’ü bi­raz ta­nı­dı­ğım için böy­le ya­zı­yor; böy­le dü­şü­nü­yo­rum. Çün­kü Tür­ki­ye’de, ba­zı çok et­ki­li ve çok yet­ki­li kim­se­le­rin ve çev­re­le­rin “in­san Ata­türk’ü” din­le­me­ye ve din­let­me­ye ta­ham­mül­le­ri yok­tur. On­lar, mil­le­ti­mi­zin kar­şı­sı­na, hep bir, “ilâh Ata­türk” koy­muş­lar­dır. Bu çok yan­lış bir uy­gu­la­ma­dır. 

21. yüz­yıl­da, Ata­türk ko­nu­sun­da, ar­tık biz de, da­ha doğ­ru, da­ha me­de­nî öl­çü­ler içe­ri­sin­de dü­şün­mek, yaz­mak, ko­nuş­mak mec­bu­ri­ye­tin­de­yiz. Me­se­lâ ben, bir kim­se­nin, ak­la, man­tı­ğa, müs­bet ilim­le­re da­ya­na­rak, Ata­türk’ü sa­at­ler­ce ten­kid et­me­si­ne kat­la­na­bi­li­rim. Hat­ta o ki­şi­yi zevk­le din­le­ye­bi­li­rim Ama ay­nı kim­se­nin, Ata­türk’e bir­kaç ke­li­mey­le ha­kâ­ret et­me­si­ne ta­ham­mül ede­mem. Ata­türk ko­nu­sun­da, dev­le­ti­mi­zin res­mî gö­rü­şü­ne de ka­tiy­yen ka­tı­la­mam. Dev­le­ti­miz “in­san Ata­türk” ye­ri­ne, çok yan­lış, çok lü­zum­suz bir inat­la, bi­ze “ilâh Ata­türk” da­yat­ma­sın­da bu­lun­du­ğu için, Ata­türk’e dev­le­ti­mi­zin gö­züy­le ba­ka­mam. Çün­kü aziz dev­le­ti­miz, biz­zat için­de bu­lun­du­ğum ba­zı res­mî tö­ren­ler­de, yüz­ler­ce ki­şi­yi ba­ğır­ta ba­ğır­ta, Ata­türk’ü şöy­le an­la­tı­yor­du: 
“1- Ata­türk en bü­yük in­san­dır! 2- Ata­türk en bü­yük Türk’tür! 3- Ata­türk en bü­yük ku­man­dan­dır! 4- Ata­türk en bü­yük dâ­hi­dir! 5- Ata­türk en bü­yük öğ­ret­men­dir! 6- Ata­türk en bü­yük in­kı­lâp­çı­dır! 7- Ata­türk en bü­yük teş­ki­lat­çı­dır! 8- Ata­türk en bü­yük li­der­dir! 9- Ata­türk en bü­yük dev­let ada­mı­dır! 10- Ata­türk en bü­yük si­ya­set ada­mı­dır!” 
Ol­du mu şim­di? Be­ğen­di­niz mi? Doğ­ru­su, Ata­türk bu 10 tes­bi­tin hiç­bi­ri­sin­de yok­tur. Yok­tur, çün­kü dün­ya ya­ra­tıl­dı ya­ra­tı­la­lı, bu on özel­li­ği ken­di bün­ye­sin­de top­la­yan bir kim­se, da­ha ana­sın­dan doğ­ma­mış­tır. Aca­ba bu 10 mad­de­nin ba­şın­da­ki (en) za­mir­le­ri­ni kal­dı­ra­rak Ata­türk’ü an­lat­sak ne olur? “Ol­ma­aaa­az!” O za­man kar­şı­mı­za “in­san Ata­türk” çı­kar di­yen­ler var. 
Beş-on man­ka­fa, beş-on ruh­suz, kök­süz, iman­sız dı­şın­da kim­se­ye “ilâh Ata­türk’ü” sev­di­re­me­yiz, ka­bul et­ti­re­me­yiz! Bu yan­lış­tan, vaz­geç­me­li­yiz. Bi­ze, “in­san Ata­türk’ü” ta­nıt­ma­ya ve sev­dir­me­ye ça­lı­şan Can Dün­dar’ı teb­rik edi­yo­rum.

Mus­ta­fa -2-

MUS­TA­FA fil­mi do­la­yı­sıy­la, âde­ta kü­çük kı­ya­met ko­pa­rıl­dı. Ga­ze­te­ler­den, rad­yo­lar­dan, te­le­viz­yon­lar­dan, müt­hiş bir yay­lım ate­şi var. Bir ke­re da­ha gö­rül­dü ki: “İlâh Ata­türk”, zih­ni­ye­tiy­le ye­ti­şen­ler “in­san Ata­türk”ü gör­me­ye, din­le­me­ye, oku­ma­ya... ka­ti­yen ta­ham­mül ede­mi­yor­lar. Bu deh­şet­li ta­as­sup, sa­nı­yo­rum ki da­ha bir el­li se­ne de­vam ede­cek­tir. Ya­ni biz her­hal­de 2058 yı­lın­da Ata­türk’ün de bir in­san ol­du­ğu­nu, ye­di­ği­ni, iç­ti­ği­ni, öf­ke­len­di­ği­ni, sö­vüp say­dı­ğı­nı, kork­tu­ğu­nu, bir­ta­kım za­af­lar­la yük­lü bu­lun­du­ğu­nu... ra­hat­lık­la ko­nu­şa­bi­le­ce­ğiz. Ya­ni, da­ha me­de­nî bir ül­ke­de ya­şa­ma­ya baş­la­ya­ca­ğız. 
Yal­nız şu hu­su­su, bil­has­sa be­lirt­mek is­ti­yo­rum: “İlâh Ata­türk” saf­sa­ta­sı­nın ya­yıl­ma­sın­da, uy­gu­lan­ma­sın­da... Ata­türk’ün bir gay­re­ti ol­ma­dı. “İn­san Ata­türk”ü, et­ra­fın­da­ki dal­ka­vuk­lar ilâh­laş­tır­ma­ya ça­lış­tı­lar. Bu­nun yüz­ler­ce ör­ne­ği var. Me­se­la CHP Edir­ne Mil­let­ve­ki­li Şe­ref Ay­kut KA­MA­LİZM isim­li bir ki­tap yaz­dı. Ka­ma­liz­mi dik­kat­le oku­dum. Ş. Ay­kut di­yor­du ki: “Ka­ma­lizm, bü­tün din­le­rin fev­kin­de bir ya­şa­mak di­ni­dir!” Son­ra CHP’nin al­tı oku­nu, Ka­ma­lizm di­ni­nin al­tı te­me­li ola­rak açık­lı­yor­du. Cum­hu­ri­yet dev­ri­mi­zin, Ne­cip Fa­zıl, Yah­ya Ke­mal, Fa­zıl Hüs­nü... dı­şın­da ka­lan şa­ir­ler top­lu­lu­ğu, Ata­türk’ten ya pey­gam­ber, ya tan­rı, ilâh, Al­lah ve­ya put ola­rak bah­se­den şi­ir­ler yaz­dı­lar. Me­se­la CHP mil­let­ve­ki­li Ke­ma­let­tin Ka­mu’ya gö­re, ar­tık bi­zim Ka­be­miz Çan­ka­ya ol­ma­lıy­dı: 
Ne örüm­cek ne yo­sun/Ne mu­ci­ze ne fü­sun. 
Kâ­be Arab’ın ol­sun/Çan­ka­ya bi­ze ye­ter... 
Bir baş­ka müf­rid CHP’li olan Beh­çet Ke­mal Çağ­lar, Pey­gam­be­ri­miz için ya­zı­lan Sü­ley­man Çe­le­bi mev­li­di­ni, baş­tan so­na ka­dar Ata­türk için de­ğiş­ti­ri­yor çık­tı­ğı kür­sü­ler­de ye­ni mev­li­di­mi­zi oku­yor­du: 
“Ol Zü­bey­de Mus­ta­fa’nın âne­si 
Doğ­du on­dan ol gü­neş dür­da­ne­si. 
Gün ge­lip ol­du Rı­za’dan ha­mi­le 
Vakt eriş­ti haf­ta vü ey­yam ile. 
Kim di­ler­siz, bu­la­sız od­dan ne­cat 
Ata­türk’e Ata­türk’e es­se­lat!” 
Muh­te­şem dal­ka­vuk­la­rı­mız­dan Edip Ayel, ay­nı şii­rin için­de, Ata­türk’ü hem pey­gam­ber hem de Al­lah, ola­rak gös­te­ri­yor­du: 
“Zin­dan ke­si­len ruh­la­ra bir nur gi­bi doğ­dun, 
Türk ır­kı­nın en son ulu pey­gam­be­ri ol­dun. 
Öl­mez bi­ze cen­net­le­rin uf­kun­dan inen ses, 
İn­san­lar ölür; Türk­lü­ğe Al­lah olan öl­mez!” 
İs­la­mın Amen­tü­sün­de, ima­nın al­tı şar­tı mı açık­la­nı­yor­du, kap­ka­ra yüz­lü, kap­ka­ra ruh­lu mo­dern yo­baz­lar da, der­hal TÜRK’ÜN AMEN­TÜ­SÜ’nü ha­zır­lı­yor, onu on bin­ler­ce bas­tı­ra­rak Müs­lü­man hal­ka da­ğı­tı­yor­lar­dı. O ye­ni amen­tü­de di­yor­lar­dı ki: “Kah­ra­man­lık ör­ne­ği olan ve va­ta­nın is­tik­ba­li­ni yok­tan var eden Mus­ta­fa Ka­mal’a, onun cen­ga­ver or­du­su­na, yü­ce ka­nun­la­rı­na, mü­ca­hit ana­la­rı­na ve Tür­ki­ye için ahi­ret gü­nü ol­ma­ya­ca­ğı­na iman ede­rim!..” 
Be­ğen­di­niz mi? Eğer Tür­ki­ye’de bir­ta­kım çev­re­ler, Ata­türk’e uzak du­ru­yor­lar­sa ve­ya onu sev­mi­yor­lar­sa, is­te­mi­yor­lar­sa, se­bep­le­rin ba­şın­da, bu mo­dern Ata­türk yo­baz­la­rı­nın, bu ruh­suz, iman­sız, vic­dan­sız gü­ru­hun Ata­türk’ü ilah­laş­tır­mak ah­mak­lı­ğı var­dır. 
Din ve dün­ya iş­le­ri­ni bir­bi­rin­den ayır­mak is­te­yen Ata­türk’e, ta­ma­men di­nî bir hü­vi­yet ka­zan­dır­ma­ya ça­lış­mak “gaf­let­tir, da­la­let­tir ve iha­net­tir!” Ki­me? Mil­le­te, dev­le­te, Ata­türk’e!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder