16 Şubat 2013 Cumartesi

1983'den 2013'e 400'ün üzerinde ölüm tesadüf mü?Cem Küçük


CIA'nın müstakbel şefi John Brennan iki gün önce Senato'nun İstihbarat Komitesi'ne yaklaşık dört saat ifade verdi. İnsansız hava araçlarıyla yürütülen saldırıların mimarı olduğu için 'Mr. Drone' lakabı takılan Brennan, Başkan Obama'ya öldürülecek kişilere ait yeni bir liste verdi. CIA'nın kullandığı öldürme teknikleri nedeniyle ciddi eleştirilen Brennan özellikle çıplak bırakma ve tazyikli su (waterboarding) yöntemlerini onaylamadığını söyledi.
Brennan'ın bu sözlerine gülünür mü ağlanır mı belli. CIA'nin dünya üzerinden sayısız safehouse'u var. Şüphelileri buraya getiren CIA'nin binbir çeşit öldürme ve işkence yöntemleri var. Tabii bu yöntemler ülkelerin koşullarına göre değişiyor.

Türkiye bu operasyonlara en çok maruz kalan ülkelerden biri. Çünkü bu ülke başka ülkelerin istihbarat teşkilatları için cirit atması son derece kolay bir yer. Eskisi kadar kolay iş göremiyorlar ama gene de hedeflerine ulaşabiliyorlar. Açık/gizli suikastlar, patlamalar, uçak düşürmeler, şüpheli ölümler bu toprakların kaderi oldu.
Özal'ın iktidara geldiği 1983'den 2013 yılına kadar bu ülkede 400'ün üzerinde insanımız şüpheli bir şekilde ya açıktan ya da gizli yöntemlerle öldürüldüler. Asker, polis, bilim insanları, siyasiler, gazeteciler vb'yi kapsayan bu insanlarımızın ölümleri tesadüf olabilir mi? Dünyanın hangi ülkesinde kritik görevlerde olup ölen/öldürülen insan sayısı bu kadar çok?
Bu ölümlerden sadece birkaçını yazarsam ne demek istediğim daha iyi ortaya çıkar. Mesela 1984'de ABD lehine casusluk yaptığına hükmedilen ve cezaevinde 'sekte-i kalpten' ölen MİT mensubu Turan Çağlar… 1998'de Azerbaycan'da kalp yetmezliğinden öldüğü söylenen Tuğgeneral Zeki Durlanık. Devam edelim.
Susurluk kazası zinciriyle birlikte başlayan garip ölümler. Susurluk Komisyonu üyesi MİT mensubu Ertuğrul Berkman'ın 1997'de arabasının yoldan çıkarak elim bir şekilde hayatını kaybetmesi. Yine 1997 yılında Susurluk raportörü Hakim Akman Akyürek'in kimsenin ikna olmadığı bir kazada ölmesi. Fazilet Partisi Gaziantep milletvekili Bedri İncetahtacı'nın Esenboğa yolunda arabasının takla atması sonucu son bulan hayatı. Özel Harpçi olduğu söylenen ve Telekulak krizinin mimarı Cengiz Çelik'in 2001'de şarampole yuvarlanan arabasında can vermesi. Abdullah Çatlı'nın ortağı Efraim Barut'un 2003'de gene bir trafik kazasında ölümü.
Bitmedi. 2001'de Diyarbakır'dan kalkıp İstanbul'a giden ve içinde 34 bordo berelinin olduğu askeri uçağın Malatya'da düşmesi. 2001'de alçakça şehit edilen Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okan'ın ölümü. 2004'de kripto uzmanlarımızın Çanakkale yolunda trafik kazalarında ölümü, peşinden gelen intihar süsü verilmiş ASELSAN mühendislerimizin ölümleri.
2008'de kafalarına sıkarak intihar ettikleri söylenen JİTEM komutanları Abdülkerim Kırca, Tuğgeneral İsmail Yediyıldız ve Yüzbaşı İsmail Öztoprak'ın ölümleri. Özel Harekat Dairesi Başkanı Behçet Oktay'ın 2009'da hayli kuşkulu intiharı. Aslında öldürüldüğü hemen hemen kesin gibi, sadece adı konmuyor.
1993'teki ölümleri yazsam Yeni Şafak'ın sayfaları yetmez. Ayrıca Eşref Bitlis ve ekibinin hunharca öldürülmeleri. Sisteme dahil olmayan askerlerin gizli ellerle ortadan kaldırılmaları.
Bu listeye Muhsin Yazıcıoğlu, Turgut Özal, Adnan Kahveci gibi siyasilerin ölümlerini ve su uzmanı Profesör Ali İhsan Bağış, İsrail'i sert sözlerle eleştiren Doç Dr. Yaşar Kutluay ve petrol uzmanı Raif Karadağ gibi bilim insanlarını da eklediğinizde aslında ortaya çok net bir tablo çıkıyor.
Eğer bu şüpheli ölümlerin hepsi normalse, yani işin içinde bit yeniği yoksa yolumuza devam edelim. Ancak iyice bir düşünelim. Bu kadar ölüm normal mi? Hepsi mi tesadüf? Gizli ellerin bu ölümlerde hiç parmağı yok mu?
Mühendisler, siyasileri askerler, güvenlik mensupları, gazeteciler hiç komploya uğramadılar mı? Dünyanın neresinde, hangi ülkesinden böyle bir tablo var? Nasıl oluyor da birileri ellerini kollarını sallayarak bu ülkede istediği adamı rahatlıkla öldürebiliyor? Kusura bakmayın, hiç kimse beni bu ölümlerin en azından önemli bir bölümünün normal olduğuna kimse ikna edemez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder