1 Ocak 2013 Salı

Osmanlı Hiçbir Zaman Gerilemedi.. -Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi

Önce, şunu söylemek gerekiyor: İslam alemi, Osmanlı devleti gerilemedi, yavaş yavaş ilerledi. Ama Avrupa, teknik alanda dev adımlar attı. Bu sebeple ona nisbetle geri kalmış göründü. Yoksa, 17. Yüzyıl, 16. Yüzyıla, 18. Yüzyıl da 17. Yüzyıla göre Osmanlıların her alanda ilerleme yüzyıllarıdır. Yükselme, duraklama, ve gerileme diye Osmanlı tarihini üçe bölme, yanl

ış bir yorumun verimidir. Osmanlı Devleti, kuruluşundan 19. Milâdî yüzyıl başına kadar, baştan hızlı, sonra daha yavaş bir ilerleme içindedir. Duraklama ve gerileme diye bir dönem yoktur. Yükselme, ilerleyip olgunlaşma ve sonra da çökme diye değişimleri yorumlamak ve isimlendirmek belki daha doğru olacaktır.İlerlemek sadece toprak kazanmak ve gerilemek de, toprak yitirmekle açıklanamaz ve sınırlandırılamaz. Medeniyet, toplu olarak ilerlemiş, incelmiş, gelişmiştir
Osmanlı Devleti’nde. Hatta 19. Yüzyıl ve 20. Yüzyıldaki Osmanlı toplumuna baktığımızda, son derece medenî bir toplumla karşılaşırız


Dindar,merhametli,ahlaklı,fedakar,feragatkar,alçakgönüllü,nazik,ince ve zarif,bilgili ve irfan sahibi bir halktır bu halk.Zabıta suçu asgaridedir.Başka dinden ve ırktan olan insanlara karşı son derece hoşgürülüdür bu halk.Dinler,mezhepler,ırklar,adetler meşheri gibidir Osmanlı Devleti.O günün imkansızlıkları içinde bu koskocaman devletler koleksiyonunu bir avuç insan yönetmektedir.Bu nasıl gerçekleşmiştir?Tek kelimeyle,ileri,büyük,ince İslam Medeniyetiyle.Bugün bütün bu ülkeleri,telsiz telefon,radyo dalgaları,televizyon,tanklar,füzelerle idare etmeniz,uçaklarla zaptetmeniz mümkün değildir.Çünkü;insanları içten zapteten o manevi medeniyetin kudreti,artık namevcuttur.O medeniyet ki,asla gerilemedi,hep ilerledi.Belki gün geldi fakirleşti,imkansızlaştı,fakat gerilemedi.O medeniyet radyumun ışık saçısı gibi ışık saçtı,hep içten içe ışıdı.Ama gerilemedi,sönmedi.Ancak, maddi medeniyet alanında,rakibi olan Batı medeniyeti bir atak yapınca,kendisi de hep ilerlediği halde,nisbi olarak,yani öbürüne nazaran geri kalmış gibi gözüktü.

Öyleyse,birinci kural olarak şunu tesbit edelim;

İslam Medeniyeti,onun bir açılımı olan Osmanlı Medeniyeti hiç gerilemedi,belli bir tempo ile hep ilerledi.Ancak,teknik alandaki ilerlemesi,belli bir tarihten sonra Batınınki kadar hızlı olmadı.Zamanla ara açıldı.Mutlak bir gerileyiş söz konusu olmadı.Hani bazı medeniyet tarihçilerinin ve filozoflarının tezi (her canlı gibi medeniyetler de doğar,büyür ve ölür) tezi burada geçerli olmadı.

Medeniyetimiz,gerek maddi,gerek manevi alanda ilerledi,hep ilerledi.Coğrafya bilgimiz de giderek arttı,din ilimleri,hep korundu,şiir ve musiki devam etti,gelişti.Silahlar da yavaş yavaş gelişme gösterdi.Ama bu ilerleyiş,rakip dünyanın,coğrafya alanında,silah teknolojisinde yaptığı ilerleme karşısında yeterli olmadı.Aynı yöne giden iki tren düşünelim;ikisi de hızlı giderken,biri hızını artırmış,gerçekte her ikiside ilerlediği halde,sanki biri geri kalmış gibi olacaktır.Öyle görünecektir gözlere.

O halde herşeyden önce bu önemli yanlışı düzeltmek gerek;”Bizim Medeniyetimiz geriledi,Avrupa ilerledi”yanlışını.Bu ister,istemez topluma,hele hele aydınlara bir aşağılık duygusu aşılamakta.Biri ilerledi,biri geriledi demek başka;ikisi de ilerledi,ama biri,belli bir alanda daha çok ilerledi demek daha başkadır.

Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 1syf;77-78

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder