17 Nisan 2012 Salı

28 Şubat ile İran Bağlantısı / Cemal ADEM


28 Şubat sürecinde Erbakan’ın en dikkat çeken çalışması elbette ‘D8’ yani İslam Ülkeleri Birliğini kurma projesiydi.

Bu projenin en önemli amaçlarından biri de dolar, avro yerine müslüman ülkeler arasında ‘ORTAK PARA BİRİMİ’ oluşturmaktı.

15 Haziran’da D8’ler İstanbul’da bir araya geldi ve ‘Ortak Para Birimi’ konuşuldu.

18 Haziran’da ise hükümet dağıldı.

O günden bugüne de Türkiye küresel güçlerin sahte para sistemi içinde boğulmaya devam etti.

Borçlu büyüme ‘gelişme’ adıyla halka nispeten yutturuldu ve ‘’Türkiye süper güç oluyor’’ naralarıyla sahte bir zafer sarhoşluğuna girildi.

.........................................................................

Yıl 2001:

Saddam Irak petrollerini dolar ile satmayacağını açıkladı ve sonrasında olanlar malum.

..........................................................................

Yıl 2011:

Libya lideri Kaddafi, daha da ileri giderek dolar yerine altın para ile petrol ticareti yapacaklarını duyurdu.

Tüm Afrika ve müslüman ülkelerine de bu sisteme dahil olmaları için çağrıda bulundu.

Ve apar topar NATO güçleri Libya’yı vurdu.

İşin daha da ilginç tarafı Libya’daki muhalif güçlerin Kaddafi daha devrilmeden bir Merkez bankası kurmalarıydı.

Bu karmakarışık sistemi nasıl da kuruverdiler?

Sadece bu bilgi bile katliamların arkasında kimlerin olduğunu ve nihai amacın ne olduğunu gösteriyor.

Libya; Irak, Afganistan, İran, Sudan gibi küresel sahte para sisteminin parçası değildi. Irak ve Afganistan sisteme uyarlı hale getirildikten sonra (düzmece bir 9/11 saldırısı bahane edilerek) Libya da bir şekilde sisteme dahil edildi.

Ve sıra İran’a geldi.

...........................................................................

Yıllardır İran’a karşı batılı ülkelerin tavrı bilinmekte.

Lakin özellikle son birkaç senedir İran’a karşı yaptırımlar daha da sertleşti.

Peki son birkaç senedir neler oluyor?

2008’de İran, Kiş adasında petrol ve doğalgaz borsası kurdu.

Amaç ise petrol, doğalgaz gibi ürünlerin ticaretini tamamen dolardan arındırmak.

Yaklaşık 3 hafta önce ise, İran Kiş Borsası petrolün dolar ile satışının tamamen durdurulduğunu açıkladı.

Elbette bu önemli haber gazetelere fazla yansıtılmadı.

Zira küresel para mafyası, sisteme(köleliğe) karşı olanları vururken kendilerini ve emellerini gizli tutmak isterler.

‘Özgürlük, demokrasi, çağdaşlık’ gibi perdelerin arkasına sığınırlar.

Rusya, Çin ve Hindistan ile enerji bağları kuran İran’ın bölgedeki artan gücü elbette ki küresel otoritesini Ortadoğu’daki petrolleri karşılıksız! bastığı para ile sömürme üzerine kurmuş olan ABD’yi ve tabii ki bu ülkeyi perdenin arkasında yöneten siyonist aileleri epeyce tedirgin ediyor.

…………………………………………………………………………………

Nükleer enerji tartışmaları sadece bir kılıf.

Asıl amaç küresel sömürü düzeni olan ‘para sistemini’ korumak.

Yıllardır ABD ve dolayısıyla siyonist aileler havadan para basarak diğer ülkelerin kaynaklarını sömürmekteler.

Tabii ki ABD derken ABD halkını kastetmiyoruz.

Zira, ABD Merkez Bankası Rockefeller, Rothschild, Warburg gibi banker ailelerin kontrolünde. ABD devleti de diğer devletler gibi bu ailelerden ve tabii ki bankalarından borç alıyor.

Bu ailelerin, biraz araştırılırsa dünyanın en büyük petrol şirketlerinin ve daha birçok stratejik kuruluşun da sahibi olduğu görülecektir.

O yüzden ABD halkı da köleleşme sürecinde yerlerini almış durumdalar.

Sistemin parçası diğer halklar gibi kazandıkları paranın, akıttıkların terin çoğu bu banker ailelerin ceplerine gidiyor.

Vergiler ile halk soyulurken bu vergiler faizcilerin ceplerine akıyor.

Eh zaten kölelik de bu demek.

Karın tokluğuna başkasının keyfine hizmet etmek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder