20 Mart 2012 Salı

Peygamberimizin s.a.v. Yahudilerle ilgili politikası-İbrahim Halil Er

Peygamberimizin Yahudilerle ilişkisi Medine'ye hicret etmesi ile başlar. Peygamberimiz, Medine'ye gelince buradaki Yahudileri de kapsayan bir sözleşme yapar. Bu sözleşmeye Medine Anayasası veya Medine Vesikası da denir. Buna göre; Yahudiler, Peygamberimizin vereceği hükme razı olacaklardı.

Peygamberimiz Medine'ye geldiğinde Yahudilerden çok şey beklemektedir. Onların kendisini anlayacağını ve davetine sıcak bakacağını düşünür. Fakat onlardan gerekli sıcaklığı almadığı gibi, tepkilerini ve düşmanlıklarını da çeker. Hatta Yahudiler Peygamberimize karşı düşmanla da işbirliğine girişirler. Bunun üzerine Peygamberimizin Yahudilere karşı olan ilişkisi de değişmeye başlar. Bu dönemde Kur'an'da da Yahudilerle ilgili ayetler nazil olmakta, müslümanları Yahudiler konusunda uyardığı gibi, Yahudi davranışlarını örnek göstererek böyle bir tavır sergilememeleri istenmektedir.

Peki Medine'deki Yahudiler buraya nasıl gelmişlerdi?

Medine'deki Yahudilerin kökenleri

Medine'deki Yahudiler, aslen Medineli olmayıp burada Yemen'den gelip yerleşmişlerdir. Yemen'den gelen Yahudiler; Vad-i Kurra, Hayber, Teyma ve Yesrib'e yerleştiler.
Bazı tarihçiler de bu Yahudilerin Yemen'den değil Filistinden gelip Hicaz bölgesine yerleştiklerini iddia etmekte ve bunların aslen Arap olduklarını Yahudiliği sonradan benimsediklerini iddia etmektedirler. Yahudilerin Yesrib'e yerleşmeleri beraberinde savaş ve düşmanlığı da getirdi. Hristiyanlar, Medine'ye Yahudilerden intikam almak için saldırıda bulundular.

Medine'nin yerlisi kabul edilen Evs ve Hazrec kabileleri de aslında buranın yerlisi olmayıp Yesrib'e Yemen'den gelip yerleşmişlerdir. Yahudilerin Yesrib'e yerleşmeleri buraya daha önce gelmiş olan Evs ve Hazreç'in tepkilerine neden oldu. Yahudilerle bu kabileler arasında savaşlar yaşandı. Yahudiler, bu savaş ve baskılardan kurtulmak amacıyla bu iki kabile arasına fitne ve düşmanlık tohumları serptiler. Böylece onları birbirlerine düşürüp, arada iki tarafla da ticaret yaparak zenginleştiler. Bu iki kabile arasındaki en son savaş, hicretten beş yıl kadar önce oldu. Evs ve Hazreç; aralarındaki savaşı durdurmak amacıyla Abdullah b. Ubey b. Selul'u Medine'ye reis seçtiler.

Peygamberimizin Medine'ye gelişi

Peygamberimiz, Medine'ye geldiğinde bütün bu olaylar yaşanmıştı. Medine'nin birlik ve beraberliğe ihtiyacı vardı. Bu birliği de Peygamberimizin şahsında sağladılar. Peygamberimiz, aralarında güven tesis etmek amacıya bir anayasa hazırladı. Bu anayasaya Yahudiler de uyacaklarını belirttiler. Ayrıca, Peygamber müslümanlar arasında kardeşlik oluşturarak ekonomik açıdan zayıf olanlar arasında bir yardımlaşma sağladı.

Bütün bu gelişmelerden Yahudiler rahatsızdı. Çünkü, büyük bir ekonomik ve siyasi gücü ellerinden kaçırmışlardı. Onlar, iki kabileyi birbirine düşürerek büyük bir nufuz ve çıkar sağlamışlardır. Yahudiler, Evs ve Hazrec kabilelerinde bilgi ve zenginlik bakımından üstündüler. Fakat peygamberimizin gelmesiyle bu gücü ve pozisyonlarını kaybettikleri gibi kendileri de yeni güç merkezine tabi olmak zorunda kalmışlardı. Onlar bu durumu içlerine aslında sindirememişlerdi. Fırsat kolluyorlardı.

Kıblenin Kudüs'den Mekke'ye çevrilmesi Yahudilerin düşmanlığını artırdı. Çünkü kıble değişimi, Allah'ın yeryüzü halifeliğini İshak oğullarından İsmail oğluna, yani Yahudilerden Müslümanlara (Araplara) verdiğinin bir göstergesiydi.

Yahudiler, Peygambere ve müslümanlara karış üstün pozisyonlarını tekrar sağlamak amacıyla Mekke'deki müşriklerle ittifaklar kuruyor, Abdullah b. Ubey ile işbirliği kuruyor ve peygamberimize, ailesine iftira ediyorlardı. Bunlar yetmeyince tekrar Evs ve Hazreç kabilelerinin arasını açmaya çalıştılar. Hatta Peygamberimizi öldürmeye bile teşebbüs ettiler.

Peygamberimizin Yahudilere karşı izlediği politikanın aşamaları şunlardır.

1- Dostluk, uzlaşma ve işbirliği
2- Sürgün
3- Cezalandırma ve idam
4- Barış ve Haraç

Peygamberimiz, her Yahudi kabilesine suçlarına göre farklı bir ceza uyguladı.

Yahudi Kabileleri

1-Beni Kaynuka:

Beni Kaynuka Yahudileri, Medine'nin çevresinde oturuyorlardı. Medineye yapılan bir saldırı sırasında çok tehlikeli olabilirlerdi. Yapılan antlaşmaya göre, dışardan gelen bir saldırıya karşı Müslümanlarla birlikte Medine'yi savunacaklardı.

Fakat bu kabile Bedir savaşında antlaşma gereği Müslümanlara yardım edeceklerine, antlaşmayı ihlal ederek Mekkelileri destekledirler. Sonrada bu tavırlarına karşılık pişmanlık duymayıp meydan okudular. Bunun üzerine peygamberimiz bu kebileyi onbeş gün boyunca kuşattı. Beni Kaynuka, teslim olmayı ve Medine'den çıkmayı kabul ettiler.

2- Beni Nadir

Bu kabile de Kureyş'le ittifak halindeydiler. Bu tavırlarını Uhut savaşından sonra da iyice artırdılar.
Bir Cumartesi günü Peygamberimiz, Amr b. Ümeyye ed-Damri'nin Kelb kabilesinden öldürdüğü bir kişinin diyetini ödemesine yardım etmelerini söylemek için Beni Nadir'e geldi. Onlar, bu durumdan yararlanarak Peygamberi öldürmeyi tasarladılar. Fakat, Cebrail gelerek Peygamberimize durumu bildirdi. Yahudilerin bu suikast girişimi başarsız oldu.
Bu olay üzerine Peygamberimiz, onlardan Medine'yi terk etmelerini istedi. Kabul edilmeyince kabile kuşatıldı. Onbeş gün sonra Medine'yi terk etmek zorunda kaldılar. Hayber'e geldiler. Kureyş'i Medine'ye karşı kışkırttılar. Hatta Kureyş putperestliğinin müslümanlıktan daha iyi olduğunu bile iddia ettiler. Kur'an bu durumu şöyle anlatır. "Kendilerine kitaptan bir pay verileni görmedin mi? Puta ve batıla inanıyorlar ve inkar edenlere, bunlar inananlardan daha doğru yoldur." diyorlar. (4:51)

3- Beni Kureyza

Medine sınırları içerisinde yaşıyorlardı. Hendek savaşında müşriklerin safına geçtiler. Gönderilen barış heyetine de hakaretler yağdırdılar.

Hendek savaşından sonra Beni Kureyza 25 günlük bir muhasaradan sonra teslim oldu. Hükümlerini de eski müttefikleri Sa'd b. Muaz verdi. Çünkü Yahudiler, eski dostları olan Sa'd'ın kendileri hakkında karar vermesini istemişlerdi. Onlar eğer peygamberimizin merhametine sığınsalardı sadece Medine'yi boşaltmakla yetineceklerdi. Fakat onlar Sa'd'ın kendileri lehine bir kara vereceğini umduklarından onun hakemliğini kabul ettiler. Sa'd ise onlara Tevrat'a göremi yoksa Kur'ana göremi hüküm vereyim? diye sordu. Onlar da Tevrat'a göre deyince Sa'd tevrata göre hükmünü verdi. Buna göre;

1- Savaşçılarını öldürülmesi
2- Kadın ve çocukların esir edilmesi
3- Malların müslümanlar arasında bölüştürülmesi kararını verdi.

Böylece Medine; bütün Yahudi kabilelerinden arındırılmış oldu. Medine, sadece müslümanların yaşadığı bir kent haline geldi.

4- Hayber Yahudileri

Hayber, Medine'nin kuzeyinde ve Şam ticaret yolu üzerinde bulunuyordu. Medine'den atılan Yahudi kabileleri de buraya yerleştiler ve Medine'nin Şam ticaret yolunu baltalamaya başladılar. Bu durum Medine için büyük bir ekonomik sıkıntı yaratmaya başlamıştı. Şam ticaret yolunun denetimi Yahudilerin eline geçmişti.

Medine'den atlan Beni Nadir; Hayber'e yerleşmişti. Burada müşriklerle Medine'ye karşı dostluk kuruyor Gatafan, Havazin ve Kureyş'e mektup yazıp kışkırtıyordu. Onların bu faaliyetleri Hendek (Ahzap) savaşına neden oldu.

Peygamberimiz, Mekke ile yaptığı Hudeybiye barışından sonra bu fitne yuvasını ortadan kaldırmak amacıyla buraya bir sefer düzenledi. Müslümanların ilk fetih hareketidir. Yapılan kuşatma sonucu Hayber teslim olmak zorunda kaldı. Peygamberimiz Hayberi alınca buradaki Yahudileri haraç vergisi ödemeleri şartıyla burada bıraktı. Bu olay, Peygamberimizin hoşgörülü ve insancıl özelliğini vurgulamaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder