25 Şubat 2012 Cumartesi

Atatürk cahilleri-EMRE AKÖZ


Turkcell firması, Atatürk’ün özel hayatını da anlatan ‘Mustafa’ adlı filme sponsor olmadığı, daha doğrusu önce niyetlenip sonra vazgeçtiği için Aydın Doğan medyası tarafından topa tutuldu. (Not: Bu eleştiriyi yapmalarının nedeni ” fevkalade Atatürkçü ” olmalarından değil. Turkcell, Doğan Grubu’na reklam vermiyor, ona köpürüyorlar. Madem o kadar Atatürkçüler kendileri niye desteklemedi? Hem verdikleri para da yabana gitmezdi: Yönetmen Can Dündar kendi çalışanları.)
Turkcell çekinmekte haklı. Filmi destekleseydi, bu kez de ” Vay efendim, Atatürk’ün özel hayatına giren bir filme nasıl arka çıkarsınız ” diye laf edilirdi. Siz bakmayın Doğan medyasının Turkcell’e vurabilmek için ‘ Mustafa’yı çok önemli bir filmmiş gibi göstermelerine. Tersi olsaydı, yani Turkcell filmi destekleseydi; bu kez de önce filme çamur atar, sonra ” Böyle bir filme nasıl sponsor olursunuz, siz Atatürk düşmanı mısınız ” derlerdi. Çünkü bunların amacı ‘gerçek’ değildir. Onların gözünde gerçek ikiye ayrılır.
1) Çıkarlarına yarayan gerçek.
2) Çıkarlarını zedeleyen gerçek.
Mesela CHP Başkanı Deniz Baykal ne diyor?
- ” Atatürk günde bir büyük rakı içen, kadınlara zaafı olan birisi olarak gösterilmiş. Zaafları olabilir. Ancak, Atatürk gibi bir adamın sofrası bu resim olamaz. Atatürk’ün sofrası Cumhuriyet coşkusunun yaşandığı bir sofradır. ”
Deniz Baykal da biliyor o sofrada yaşanan tuhaflıkları. Mesela koca koca bürokratlar ve bilimciler; Atatürk’ün sorularına ” onu tatmin/mutlu edecek bir cevap veremeyip fırça yiyecekleri korkusuyla ” birbirinin ardına saklanırdı. O sofrada ” cumhuriyet coşkusu ” yaşandı elbette. Ama tavana kurşun da sıkıldı, davetliler olur olmaz güreştirildi de! Vereyim mi başka örnekler?
- Şu cümle de Baykal’a ait: ” Böyle bir filmde Atatürk için önde gelen algılama zaafları değil, eserleri olmalıydı. ” Her gün bu ülkede Atatürk’ün eserleri anlatılıyor. Anaokulundan başlayıp ölene dek aynı şeyleri dinliyoruz. Bıkmadınız mı? Sıkılmadınız mı? Bazıları da başka gerçeklerden, yani sizin saklamaya çalıştığınız olaylardan söz etsin.
- ” Atatürk kendi döneminin tüm liderleri diktatör olduğu halde bu yönde hiçbir eğilimi olmayan bir liderdi. Hep çoğulcu demokrasi istedi ” diyor Baykal. Madem Atatürk hep demokrasiyi istedi; niye Terakkiperver ve Serbest fırkaları kapattı? Niye çok partili yaşama geçmedi? ( Osmanlı bile son döneminde çok partiliydi!) Niye en azından bir ” hedef olarak ” CHP’nin 6 Ok’unda ‘Demokrasi’ yok? Hadi eskiden olmadı, şimdi niye yok? Baykal da biliyor söylediklerinin uydurma olduğunu. Ama işine böyle konuşmak geliyor.
- ” Filmde, cumhuriyeti kurmak için birlikte hareket ettiği arkadaşlarını sonradan yemiş, onlara ihanet etmiş gibi gösteriliyor. Bunlar gerçek değil. Arkadaşlarına saygı duymuş, sevmiş ama devrimler sırasında yolları ayrılmış ” diyor Baykal.
Milli Mücadele döneminin kalburüstü simalarından sadece ikisini çevresinde tutmuştur Atatürk. Bunlar İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak’tır. Ortak özellikleri şunlardır:
1) İkisi de Kurtuluş Savaşı’na önceleri inanmamıştır. (Yani zaafları vardır.)
2) İkisi de Atatürk’e yürekten bağlıdır. Onun verdiği kadar yetkiyle yetinirler.
3) İkisi de statükocu tiplerdir; atılım yapabilmek için Atatürk’e muhtaçtırlar.
Ne demiş şair: ” İnsanoğlu gerçeğin fazlasına tahammül edemez. ”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder