10 Şubat 2013 Pazar

Kadir Gecesi tecavüz eden adamı astılar-Erhan Afyoncu


Tecavüzcülerin ilaçla hadım edilmesi tartışılıyor.
Osmanlı döneminde tecavüzcüler bırakın hadım edilmeyi idam bile ediliyorlardı
Osmanlı kanunnâmelerinde birçok suça para cezası öngörülürken, tecavüz suçuna para değil cismani cezalar verilirdi. Bir kadın veya kıza zorla tecavüz edenlerin cinsel organının kesilmesi cezasının verilmesi kanunnâmelerde yer alır. Ancak bu suçu işleyen kişinin bu konudaki sabıkası kabarıksa kadı, yani hakim takdir hakkını kullanarak idam cezası da verebilirdi.

İddiasını ispat edemeyen kadın cezalandırılırdı
Tecavüze uğrayanlar mahkemeye başvurarak kendisine saldıranların cezalandırılmasını istiyordu. Tecavüz kurbanının iddiasını ispatlaması önemliydi. Kadınların iddialarını ispatladıkları zaman tecavüze uğrayan kız bekârsa evlilik seçeneği teklif edilebiliyordu. Kabul edilmezse veya mağdure bekâr değilse tecavüz edenlere bedensel cezalar verilirdi. Bunların başında da tecavüzcünün cinsel organının kesilmesi vardı. Ceza bazen idama kadar gidebiliyordu.
Tecavüze uğradığını iddia eden kişi iddiasını ispatlayamazsa müfteri durumuna düşüyor ve kendisi cezalandırılıyordu. Fatih kanunnamesine bu durum, "Bir avret veya kız bana zina kıldın dese er inkâr eylese, bunların sözlerine itibar olunmaya. Ere ant vereler, avreti kadın cezalandırsın. İki sopaya bir akçe cürm alına. Avrete er ben sana zina kıldım dese, avret inkâr etse, avret ant içsin, kadı eri cezalandırsın. İki sopaya bir akçe cürm alına" şeklinde izah edilmişti.
17. yüzyılda Kahire'de bir kadın bir adamın kendisini ölümle tehdit ederek, tecavüz ettiğini iddia etmişti. Ancak iddiasını ispatlayamadığı gibi suçladığı kişi de kadının ahlaksız olduğunu ileri sürdü ve iddiasıyla ilgili şahitler gösterdi. Mahkeme bu gelişme üzerine kadını suçlu bularak, oturduğu mahalleden sürülmesine karar verdi.
Tecavüz suçuna idam cezası
Genç tarihçilerimizden Doç. Dr. Zübeyde Güneş Yağcı, Osmanlı dönemi Balıkesir mahkeme kayıtlarında bulduğu belgelere göre tecavüzcülerin idam edildiği iki örneği ortaya çıkarmıştır.
710 numaralı Balıkesir Şer'iyye Sicili Defteri'nde geçen hadise şöyledir. 1699'da Balıkesir'in Hacı İshak Mahallesi'nde oturan Mustafa oğlu Mehmed ve annesi Mustafa kızı Sultan mahkemeye başvurarak Mehmed Beşe ve Çikin Kelle Mehmed Beşe ve Çoban Ebubekir Beşe'nin Ramazan ayında Kadir Gecesi'nde herkes ibadetle meşgulken Sultan'a tecavüz ettiklerini iddia ettiler.
Balıkesir mahkemesi mübarek bir günde yapıldığı iddia edilen böyle bir eylemi hemen soruşturmaya başladı. Tecavüzcülerin daha önce de bu gibi suçları işledikleri ortaya çıktı. Tecavüzcüler daha önce de Bernak adındaki bir gayrimüslimin evini basıp karısına saldırmışlardı. Ayrıca bir han basıp Dimitri adındaki gayrimüslimi de yaralamışlardı.
Osmanlı döneminde insanların birbirleri hakkındaki kanaatleri çok önemliydi. Tecavüzcüler hakkında şehrin saygın insanlarının görüşleri istendi. Şehrin ileri gelenleri tecavüzcülerin eşkıya olduklarını söylediler. Bunun üzerine Müftü Esseyyid Ali Efendi'den fetva istendi. Ali Efendi bu kadar suç işleyen kişilerin katlinin şer'an caiz olacağı yönünde fetva verdi. Bunun üzerine Mehmed idam edildi.
1699 yılında Balıkesir'de yine Hacı İshak Mahallesi'nde oturan Mehmed oğlu Mehmed, mahkemeye başvurarak bir gece Çobanoğlu Bayram'ın evine girerek, karısına saldırdığını, malını da yağma ettiğini iddia etti. Çobanoğlu Mehmed yakalanıp, mahkemeye çıkarıldı. Ancak kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmedi.
Bunun üzerine Mehmed oğlu Mehmed, mahkemeden soruşturma yapılarak, şehrin ileri gelenlerinin görüşlerinin alınmasını talep etti. Mahkeme, Müderris Mehmed Efendi, Esseyid Hacı Yahya Çelebi, İmam Hacı Mustafa Efendi, Kethüda Mustafa Ağa Çeribaşı Mehmed gibi şehrin ileri gelenlerine Bayram oğlu Mehmed'in durumunu sordu. Şehrin ileri gelenleri de Çobanoğlu Mehmed'in ahlaksız ve eşkıya olduğunu söyledi. Bu gelişme üzerine Bayram oğlu Mehmed, Esseyid Ali Efendi'nin fetvası ile idam edildi.
Tecavüz edenin cinsel organını keserler
Kanuni Kanunnamesi'nde tecavüz ve tacizle ilgili şu hükümler vardı:
Eğer oğlan çeken veya kız çeken kimselerin hıyanet ile evine girenin ve avret kız çekmeğe bile varanın zekerini (cinsel organını) keseler.
Kız veya avret çekip zorla nikâh ettireni zorla boşatıp ve nikâh ettirenin sakalını kesip, kuvvetli dayak atalar.
Bir kimse bir kişinin avretini veya kızını öpse yoluna varıp söylese kadı muhkem cezalandırıp, sopa başına bir akçe cürm alına.
Osmanlı Kanunnameleri, IV, yay. Ahmet Akgündüz, İstanbul 1992.

Hiç yorum yok: